Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma, büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim." Anayasadaki bu yemin metnini Sayın Erdoğan'ın okumasının ardından 9 Temmuz 2018 itibariyle Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne resmen başlıyor.

ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN

Siyasi çatışmaların son bulduğu, bürokratik engellerin ortadan kalktığı; hızlı, erişilebilir, çözüm odaklı ve halkın sesinin pusula olduğu ve milletin memnuniyetinin ön planda yer alacağı bir sistem görmeyi hepimiz hayal ediyoruz.
Yeni sistemle birlikte gözler en çok, "Ahdim olsun ki, Türkiye yeni dönemde muassır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak" diyen iddialı AK Parti manifestosunda.
Manifestodan birkaç başlığı hatırlayalım:

 

"Türkiye küresel bir güç olarak dünya sahnesindeki yerini alacak."

 

"İhracattaki yükselişimiz sürecek."

 

"Enerjide dışa bağımlılık azalacak."

 

"Yüksek teknolojili ürünlerde yerlilik oranı artacak."

 

"Şehirlerimiz, kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek."

 

"İstihdam artışı sağlanacak, yeni fabrikaların önü açılacak."

 

"Faizler, enflasyon ve cari açık düşecek."

 

"Dar gelirli vatandaşlarımızın hayat standardı artacak."

 

"Dış politikamızın temel ilkeleri, bağımsızlık, milli çıkar, milli güvenlik ve vicdani duruş olmaya devam edecek."

 

"Hedef karada, havada, denizde yüzde 100 yerli savunma sistemlerine sahip olmak."

 

"AK Parti özgürlükler partisidir, öyle olmaya devam edecek."

 

"Kadına karşı şiddet, istismar, taciz, insanlığa karşı işlenmiş büyük suçlardır." Bu hedeflerin gerçekleşmesi hepimizin tek isteğidir.

 

DÜNYA BİZİ ÖRNEK ALSIN

 

Yeni sistemin organizasyon şemasında, iddialı projelerin hayata geçmesinin hızlanacağı öngörülüyor. Özellikle 'insanın kaynak bir pınar' olduğu bilinciyle kurulan İnsan Kaynakları Ofisi, memnuniyetin ön planda tutulacağının habercisidir.
Potansiyeli pınar gibi coşan ülkemizin; yerli ve milli ürünlerimiz, cevher olan topraklarımız, insan kaynağımız, jeopolitik konumumuz, her köşesi turizm potansiyeli olan cennet vatanımızın global ölçekte yıllardır hayalini kurduğu mevkiye yükselmesini ve dünyanın Türkiye'yi model aldığı günleri hayal ediyoruz.

 

KENETLENMEYE BAKALIM

 

Bunları gerçekleştirmede hepimize görev düşüyor. Daha çok çalışarak, daha çok okuyarak! Damarlarımızdaki Türk kanı ve rol model atalarımızın bize bıraktığı başarma azmiyle biz istediğimiz her şeyi başarabiliriz. Biz bize yeteriz, başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok! Bu yüzden halk olarak da artık ayrıştırma, ötekileştirme, gruplaştırma düşüncelerinden arınıp sadece kenetlenmeye odaklanmalıyız.
Bu topraklar ve bu vatan bizim. Biz birlik içinde olduğumuz sürece hiçbir güç bize zarar veremez! Eleştirirken çözüm önerisi getiremeyenler artık eleştiri de yapmasınlar! Boşuna enerji düşürmeyelim!
Aklımızı ve enerjimizi üretmeye, çalışmaya harcamalıyız! Herkes kendi çapında ülkesi için bir şeyler yapabilir.
Sadece düşünmek, hayata daha global bakmak ve daha üretken yaklaşmak geriyor. İnsanlarla uğraşmak bize hiçbir şey kazandırmaz. Unutmayalım bu topraklarda hepimiz kardeşiz.

Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır Köşe yazarı