Loading

İşsizlik, Maliyeti Yüksek Bir Sorun

Günümüzün en önemli sorunları arasında iş meselesi gelmektedir.
Ekmek parası kazanmanın her geçen gün zorlaştığı ortamda, buna pandeminin dünya genelinde yarattığı ekonomik krizin de eklenmesi sorunun tuzu biberi oldu. İlaveten son yıllarda küresel rekabetin hızla artması önemli bileşen oluşturuyor. Dünya ticaret sisteminin kapital sistem üzerine kurulu olması ve bu şekilde ilerlemesi, bir yandan ezeli rekabeti güçlendirirken, bir yandan da menfaat tabanlı sistemi besliyor oldu.
Kazan&kazan içerisinde, insana- doğaya- çevreye fayda odaklı bir ekonomik sistemi görmek, dilerim pandemi sonrası hayata geçer. Aksi halde dünyanın sonu vahim, düzen bozuk olacaktır. Çünkü zengin, inanılmaz zengin yoksul ise çok yoksul bir noktaya gidecektir. Makas açıldıkça, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve işsizlik artacaktır!
Ülkemizin de dünya ticareti ile ortak hareket etmesi, ortak sorunları yaşaması doğaldır. Dünyadaki sitsem sorunu, ekonomi politikalarının dalgalı seyri ve içinde bulunduğumuz pandemi koşullarından ötürü milyonlarca genç, işgücüne katılımdan yoksun kalıyor.

GENÇLER TECRÜBE KAZANSIN
Resmi veriler 2020 yılında genç işsizliğin yüzde 25 civarında olduğunu belirtiyor. Bu ülkemiz için büyük bir oran.
Genç işsizler, özellikle üniversiteyi yeni bitirmiş gençler tecrübe eksikliği nedeniyle şirketler tarafından tercih edilmiyor.
Peki bu gençler nasıl tecrübe kazanacak?
Gençlere fırsat verilmez ise onların ve ülkenin geleceği ne olacak?
Gençler için reform yapılabilir. Mesela yeni mezun istihdam etmek için tüm sektörlere kota şartı konulabilir. Örneğin, 50 ve daha fazla çalışanı olan özel sektör işyerlerinde yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğu bulunuyor, benzer bir uygulama yapılabilir. Devlet bunu zorunlu tutarsa, gençlere istihdam imkânı önemli ölçüde doğmuş olur.
Genel anlamda işsizlik meselesi, gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülen, komplike ve çok yönlü, çözümlenmesi gereken en temel sorundur. Çünkü işsizliğin maliyeti oldukça yüksektir.
İşsizliğin ekonomik maliyeti başta üretimin azalması dolayısıyla milli gelirin düşmesi anlamına gelmektedir. Öte yandan işsizlik ithalatı da artırmaktadır. İthalatın artması, üretimin düşmesi, iç piyasanın durması, enflasyonun artması gibi peşi sıra sorunları beraberinde getirmektedir. İşsizlik geçim sıkıntısı yaşanmasına, insanlarda çalışma arzusunun yok olmasına, çeşitli sosyal ve psikolojik travmalara yol açmaktadır.

REEL SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİ
İstihdam meselesinde diğer bir sorun ise 'kayıt dışı' uygulamalardır. İlgili kurumlar onca denetimler yapmasına ve özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun her kesime hitap eden teşvikleri olmasına rağmen, halen kayıt dışının uygulanması ülkemizin ayağını baltalamaktadır.
Bu meselede diğer bir konu da eğitimdir.
Eğitim sisteminin reel sektörün ihtiyacına göre revize edilmesi gerekir.
Çünkü reel sektörün beklentileri ile teorik eğitimler birçok noktada ayrışabilmektedir.
Ayrıca iyileştirme önerisi olarak; stajların uzun süreli, uygulamalı, amaca hitap edecek şekilde yürütülmesi ve bu kapsamda programların oluşturulması önemli fayda sağlayacaktır. Bu aynı zamanda yeni mezunlarda aranan tecrübe şartını ve kalifiye elaman sorununu da bir nebze giderecektir.
Ülkemizde istihdam noktasında devletin sağladığı teşvikleri takip etmek, eğitim camiası - reel sektör işbirliklerinin artırılması, gençlerin diplomanın yanı sıra beceri kazanarak kendilerini donatması, halkın da yerli malı ve yerli üretimi tercih ederek iç piyasanın canlanmasına destek olması önemlidir. Ulusal düzeyde ortak hareket etmek, birlik ve yardımlaşma içinde olmak, ekonominin milli mesele olduğu gerçeği ile ortak akılla hareket etmek pek çok soruna çözüm getirecektir.

paylaş