Loading
yeni

İşe Yeni Başlayacak Gençlere

Geçenlerde telefonum çaldı. Uzun zamandır görüşmediğim, bir arkadaşım aradı. Kendisiyle 9 Eylül Üniversitesi Kariyer Günlerinde tanışmıştık. Vermiş olduğum Mülakat Teknikleri seminerime katılmıştı. Tekstil Mühendisliği bölümün den yeni mezun oldu. Kıpır kıpır bir genç. Okul bittikten sonra  askere gitti. Kısa dönem askerliğini tamamladıktan sonra memleketine geri döndü.Telefonda hoş beş ettikten sonra benden bir ricada bulundu." İşe başlayacağım bana neler tavsiye edersiniz, sizin tavsiyeleriniz benim için çok değerli" dedi..."

Ona neler önerdiklerimi sizlerle de paylaşmak isterim. Eminim ki bu tavsiyeler bir çok gencimize de yol gösterecektir.

Kendinizi tanımak: Kişisel özelliklerinizin, zevklerinizin, hobilerinizin, hayatınızda istemediklerinizi, istediklerinizi belirleyin. Yeteneklerinizin, güçlü ve zayıf yönlerinizin  farkında olun. Kısacası kendinizi analiz edin ve kendinizi keşfedin.Çünkü bunlar hayallerimizi şekillendirir. Hayaller gerçeklere ulaşmamızda  bizlerin yol haritalarıdır.

Hedef belirlemek: “Nereye gideceğinizi bilemezseniz asla yolunuzu çizemezsiniz.” Çok klasik ancak çok anlamlı bir sözdür. Hedefe ulaşmak için kendinizi besleyin. Örneğin seminerler, kurslar,yabancı dil vb.

İşe başladığınız ilk günleri, birkaç ayı hatta ilk bir yılı kısacası "Oryantasyon"  dönemini etkin kullanın. İşyerinizin tarihini,kurallarını,yönetmeliklerini,genelgelerini, karını-zararını, rakiplerini, faaliyet alanlarını, misyonunu vizyonunu, müşterilerini,kalite prosedürlerini, çalışan profilini,vb. çok iyi öğrenin.

Kendinize iş hedefleri belirlemek:Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirleyerek kendi kariyer yolunuzu çizin ve bu doğrultuda kendinize yön verin. Görev tanımınızı ve yöneticinizin sizden beklentilerini  öğrenerek daha fazla  sorumluluk almayı hedefleyerek çalışmaya başlayın. Kendinizi sadece görev tanımınızla sınırlamayın. Her zaman daha çok öğrenmeye çaba harcayın ve sorumluluk almak istediğinizi yöneticinize belli edin.

İşinizi, işyerinizi her zaman sahiplenmek: İşinizi sahiplenme fikrini kalbinize inandırdığınız zaman başarınızın artacağı gibi, işten asla yorulmazsınız. Tabiki yöneticiniz tarafından da" tercih edilen" bir personel olursunuz. İşyerinizi kendi "eviniz" gibi görün, tasarruflu olun. İsraftan kaçının, örneğin WC ışığı boşuna yanıyorsa kapatın, boşuna kağıt harcamayın, telefonu gereksiz konuşmalarla uzatmayın vs.

Yaptığınız işe tutku ve sevgi katmek:  her zaman özenli olun. Ne iş yaparsanız yapın onun eksiksiz, doğru olmasına özen gösterin. Sevgiyle yapılan her işin sonunda başarı mutlaka gelir.

Terfi etmek için acele etmeyin. Son yıllarda gençlerde şunu görüyorum. Hemen Yönetici olmak istiyorlar. Bir çalışanın hedefi olması çok güzel bir şeydir ve bu çalışanı ı dinamik tutar. Ancak dikkat etmek gereken bir nokta vardır. O görevi yerine getirebilmek ve o görevi başarı ile sürdürebilmek.  

Yönetmek yani "yön vermek "çok güzel bir şey.  Sistemi, organizasyonu, kurallar, yasalar, prosedürler çerçevesinde yön vermek ve bu doğrultuda çalışanları yönlendirmek, bir orkestra şefi gibi ritmi tutturmak ve güzel bir resital ortaya koymak harika bir duygudur. Hele birde sonu başarı ile taçlandığı takdirde ve karşılığında alkışlanıp takdir görüyorsan, mutluluğun tarifi anlatılmaz. "daha çok başarmak, daha çok üretmek"  istersin o zaman.

Peki her şey bu kadar kolay mı? Bir sorun bakalım, bu başarının altında yani "temelinde ne yatıyor". Hemen söyleyeyim "çok çok çok çalışmak" alın teri, patlamış beyin, yorgunluk da çabası. Peki  sadece çalışma  yeterli mi? tabiki değil, "sürekli okumak, araştırmak, kendini geliştirmek doğru hamleler yapmak  ve o işin "en ince noktalarını bilmek", olası ihtimalleri düşünerek riskin nereden geldiğini ve hatanın nereden çıkabileceğini öngörmek. Bunları anlamak için de tecrübe gerekli. Yani temeli sağlam atmak çok önemli. İşte bu nedenle ilk 5 yıl çok değerli bir zaman.

Altyapı doğru ve sağlam kuruluğundan emin olduktan sonra terfi etmeyi düşünebiliriz.Hazır olunduğunun net olarak kanıtlandıktan sonra.

Bana göre İyi bir yönetici olmak için 5 yıl  asla yeterli değildir. ilk kademe yönetici olmak için bile en az 8-10 yıl çalışmak gerekli diye düşünüyorum. bu detayları size ileriki yazılarımda "yönetici olmaya hazır mısınız?" başlığı altında anlatacağım.

Güvenilir, dürüst ve her koşulda iyi niyetli olmak:

Hayattın her alanında olduğu gibi iş dünyasında da güvenebileceğimiz kişi sayısı çok azdır. Genelde iş dünyasında herkes birbirini rakip görür, sen görmesen dahi karşı taraf seni görür. Bu duyguyu yıkmak ve atmosferin pozitif olmasını sağlamak için karşı tarafa sizin güvenilir olun ve güvenilir bir insan olduğunuzu  da karşı tarafa kanıtlayın.

Bunların dışında çok önemli  bir konuda çalışma arkadaşlarınıza karşı takım bilinciyle hareket etmek, bütüncül düşünmek gereklidir. Asla iş arkadaşlarınıza kötülük yapmayın, kimsenin açığını aramayın. Bireysel değil bütüncül düşünün. Bilgilerinizi paylaşmaktan korkmayın. Unutmayın iş arkadaşlarınız için değil "kuruluşunuz" adına görev yapıyorsunuz.  

Asla "Yöneticinizi" karşınıza almayın:

Yönetici çalışanından  verim almak  ve saygı görmek ister.

Hatta eksik hatalı bir durum karşısında uyarılmak ve yapılan işin başarılı olması adına öneri ister.Çünkü yönetici çalışanı sayesinde güçlü olur, çalışanının başarısı onun başarısıdır. “Eğer yükseliyorsam güçlü bir ekibim olduğu içindir.”

Tüm bu maddeleri uyguladığımız takdirde ve bunlar bilgi, iyi niyet,uyum ve girişimci ruhla bütünleştiği takdirde  başkalarının gözünden saygı görmek, değerli olmak ve aranan-kalıcı  personel olmak çok kolaydır.

Başarılı günler dileklerimle

Gonca Elibol

paylaş