Gıda Fiyatlarındaki Artış Önlenebilir
Gıda fiyatları artışları cep yakıyor. Meyve ve sebze fiyatları başta olmak üzere, tüm gıda ürünlerinde fiyatların yüksekliği vatandaşı zorluyor.
Pandeminin olumsuz etkileri bir yana sağlıklı kalmak için en temel ihtiyaç olan gıdalara erişimde pek çok aile zorlanıyor. Mesela İzmir'deki bir pazarda portakalın kilosunu 10 lira, siyah zeytinin 45 liradan, marulun tanesinin ise 5 liradan satıldığını görmek üzücü. Marketlerdeki fiyatlar pazara göre çok daha yüksek.
Bu fiyatlarla 4 kişilik bir aile nasıl sağlıklı beslenebilir?
Gıdadaki fahiş fiyatlara dur demek gerekiyor!
Bu yüksek fiyatların sebebi her ne kadar arz-talep dengesizliği olarak görülse de aslında serbest piyasa ekonomisinin çok büyük etkisi olduğu bilinmektedir.
Örneğin, yerli üretim olan bir bakliyat ürününün, farklı marketlerde farklı fiyatla satılması serbest piyasanın bir göstergesidir.
Aynı sorun birçok gıda ürünü için de geçerli.
Oysa üretici tarafından bakıldığında girdi maliyetlerinin yüksekliği, lojistik sorunu, pandemide personel sıkıntısı gibi faktörler üreticiyi zorlasa da, ürünün üreticiden çıkış fiyatı ile tüketiciye geliş fiyatı arasında çok büyük farklar var. Buna aracılar ve komisyoncular ile kayıt dışılık da etkendir.
Adaletsizliğe sebep olan bu fahiş fiyatları devlet önleyecektir.
Nitekim, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli öncülüğünde toplanan Gıda Komitesi'nin büyük önem taşıyan kararları hayata geçtiğinde fiyatlar dengelenecektir.
Başkan Erdoğan da gıda fiyatlarındaki artışlar konusunda, "Vatandaşın ezilmesine tahammül edemeyiz.
Bütün esnaflarıma sesleniyorum. Siz bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir. Lütfen yaptığınız işi hakkıyla yapın ve vatandaşımıza zulmetmeyin" diyerek tepkisini dile getirdi.
TABAN VE TAVAN FİYAT POLİTİKASI
Aslında ürün grupları kendi içinde ayrı ayrı değerlendirilerek ve her birinin maliyetleri hesaplanarak ürünlere alt ve üst taban fiyat belirlenebilir ve bir fiyat politikası oluşturulabilir.
Örneğin, bulgurun kilogram fiyatı 2-3 TL, organik olursa 6-8 TL gibi bir fiyatlandırma ile hem üretici hem de vatandaş korunabilir. Ayrıca ürünün ticaretini yapanlar da hakkaniyetli bir şekilde kazanacak, serbest piyasa ekonomisinden darbe almayacaktır.
Gıda ürünlerinde arz ve talep çok önemlidir. Bu veriler, ürünlerin fiyatını direkt etkilemektedir. Ülkemizde arzı planlamak ve gelecek yılın talebini öngörebilmek için teknolojinin imkanlarını düşünerek Gıda Komitesine bir önerim olacak.
GIDA DİJİTAL UYGULAMASI
Şöyle ki; bir dijital sistem ile yani bir aplikasyon oluşturularak hem üretilen ürün hem de satılan ürünler kayıt altına kolayca alınabilir. Örneğin, cep telefonlarına yüklenen bu uygulama ile üretici ve tüketicinin verileri girmesini istenir. Aplikasyon üretici için 'Ürettiğim Gıdam', tüketici için 'Tükettiğim Gıdam' adı altında yapılarak buraya girilen verilerle üretim ve talep rakamları sistemli hale getirilebilir.
Bu veriler Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı gibi ilgili kurumlara direkt olarak aktarılabilir.
Böylece bir nevi planlı üretim için zemin oluşturulurken, ayrıca ithalat ve ihracat politikaları için de fayda sağlanacaktır. Maliyeti düşük, kolay bir yöntemle verilere rahatlıkla ulaşılabilir.
Çünkü devir veri devridir, veri olmadan hiçbir iş planlamaz. Günümüzde neredeyse her ailede bir akıllı telefon olduğu düşünüldüğünde, bu verilere ulaşmak avantajlar sağlayacağı gibi sisteme entegre kuruluşların işini de kolaylaştıracaktır.
Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır köşe yazısı