Döngüsel Ekonomi
Girişimciler iş kurma sürecinde genellikle başarılı iş modellerini örnek alırlar. Bir iş kolunda kar varsa yatırımlar o noktaya kaydırılır.
Sanayi devrimi ile birlikte "sanayileşerek kalkınma modelini" tercih eden ülkeler giderek çoğalmıştır. Kitlesel üretim artmış, ölçek ekonomisi yaygınlaşmış, ancak bu durumdan küçük işletmeler zarar görmüştür.
Dolayısıyla gelir adaletsizliği ve birçok tartışmalı ekonomi sorunu ortaya çıkmıştır.
Yani kapital sistem her devir yeni bir oyun ve yeni bir ekonomik yapılanmayı doğurmuştur. Fosil yakıtlara bağımlı olan sanayi atıkları çevreye ve dünyaya zarar vermektedir. Böyle giderse acaba gelecekte sağlıklı bir dünya bulabilecek miyiz? Nefes alabilecek miyiz? Maalesef uluslararası veriler iç açıcı değil. Bunlara çare olarak sürdürülebilir kalkınma modelinin uygulanması, yenilikçi, çevreci, fayda odaklı iş modellerinin yaygınlaşması elbette mümkün. Bunun için başta hükümetlerin, STK, yerel yönetimlerin, işletmelerin büyük sorumluluğu var.
DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR
Al-yap-at mantığı ile hareket eden düşük maliyetli üretim, yüksek satış ve aşırı kar güdüsü ile doğrusal ekonomi modelinin aksine döngüsel ekonomi modeline geçmek geleceğimiz için çok mühim.
Döngüsel ekonomi; bir üretim sürecinde oluşan atığın veya yan mamulün bir başka ürünün üretiminde kullanılmasıdır.
Çevresel, yenilikçilik- eko-yenilikçilik olarak tabir edilen bu kavram geri dönüşüm ve sıfır atıp prensibi ile uygulanır. Bu model ile birlikte sanayide 'Endüstriyel Simbiyoz' kavramı da gelişmiş ülkelerde giderek yaygınlaşmakta hatta hükümetler yasal zorunluluk haline getirmektedir. Bir işletmenin atığının (madde veya enerji) bir diğeri tarafından bir girdi olarak kullanılması ve bu şekilde döngüsel bir sistem içinde çevresel etkilerin azaltılmasını sağlayan ülkeler büyük ekonomik olarak kazanımlar elde ediyorlar.
Döngüsel ekonominin hayata geçirilmesinde Avrupa Birliği büyük uğraş vermektedir. Bu kapsamda 2050 yılına kadar sürdürülebilir ekonomi için gereken yapısal ve teknolojik değişiklikleri kapsayan "Döngüsel Ekonomiye Yönelik Bir Eylem Planı" hazırlamıştır. Plan, ürün hayat seyrinin döngüsel ekonomiye uygun olmasını öngörmektedir. Bu modelin dünyada çok başarılı örnekleri var. Kalundborg-Danimarka Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması, Landskrona-İsveç Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması, Güney Kore Eko Endüstriyel Parkı (EEP), Tianjin- Çin Endüstriyel Simbiyoz Programı gibi. Ülkemizde ise İskenderun Körfezi (Adana, Mersin, Osmaniye, İskenderun) Endüstriyel Simbiyoz Projesi, Tekstil Sektöründe Temiz Üretim (Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Gaziantep) ve "Uluslararası Milletler Endüstri Geliştirme Organizasyonu (UNIDO) Kayseri ve Niğde Şehirleri'nde Temiz Üretim (Ekoverimlilik) Programlarını örnek verebiliriz.
BÜYÜK AVANTAJ SAĞLIYOR
Ülkemizde sektörler organizasyon halinde hareket edip döngüsel ekonomi modelini uygulayabilir. Bu sistemin başlıca avantajı; girdi maliyetleri azalmakta, enerji ve doğal kaynaklar verimli kullanılmakta, üretim verimli hale gelmekte, marka değeri artmakta, rekabet ve prestij sağlamaktadır. Ayrıca tüketicilerin ürün güvenliğini iyileştirilmesi, personelin çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, karlılığın artması gibi pek çok faydası da bulunuyor.
TOBB, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer bakanlıkların ortak stratejisi ile ülkemiz döngüsel ekonomi modeli ile kazanımlar elde edebilir.
Kendi varlığından ve kendi kaynağından beslenen, kendi kendine yeten bir ülke olmanın önünde bir engel yok.
Kaynak:Gonca Elibol Yeni Asır Köşe Yazısı