Değişimi Kucakla
2020'li yıllarda 20 trilyon dolara ulaşması beklenen dijital ekonomiye karşın iş dünyasının ivedi adımlar atması şart. Dijitalleşmenin hızla ilerlemesi, işgücü piyasasının bilgi eksikliği, dijital yetkinliklerin yetersizliğinden ötürü işverenlerin çalışanlarını teknoloji kullanımına hazırlaması gerekiyor. Bu kapsamda dijitalleşme ile birlikte yönetim anlayışı değişmeli, hedefler yenilenmeli, çalışanlara öğrenme- deneme fırsatı sunulmalı ve ortak akıl platformları oluşturulmalıdır.
Çünkü gelecekte "bilgiyi beceriye dönüştüren" personel, popüler olacak. Sadece verilen işi yapan değil, sınırlarını aşan ve marka yaratan beyinler tercih edilecek. Bu nedenle lider işverenler, çalışanını görev tanımı ile sınırlamamalıdır. Fikir sunan kişilere imkan tanınmalı, yaratıcılıklar desteklenmelidir.
Küresel ekonomide ayakta kalmamız için "gelişmekte olan bir ülke" tanımını aşıp "gelişmiş ülke" konumuna geçmeliyiz. Bunun için sıkı çalışmak ve değişime kucak açmak lazım. Ülkemizdeki işletmelerde KOBİ oranı yüzde 90'ı aşıyor Geneli aile işletmesi olan bu yapıların, profesyonel standartlara kavuşması için iş modellerinin yenilenmesi gerekiyor.
FIRSATA HAZIRLANMAK
Kuşaktan kuşağa devam eden şirketler, artık kurumsallaşmalı. Profesyonellik için kurumsallaşmanın vakti geldi geçiyor. Eğer değişime hazırlıklı olursak süreçten güçlü çıkarız. Başarı stratejisti Anthony Robins bu durumu "Hazırlıklı olarak fırsatla karşılaşmak, şans dediğimiz sıçrama tahtasıdır" diye özetliyor. Dünyanın en değerli markaları arasında her ne kadar teknoloji şirketleri yerini alsa da, gelinen noktada teknoloji tüm sektörlerde adeta "etle tırnak" etkisi yarattı. Yapay zeka, QR kodlar, arttırılmış gerçeklik, endüstri 4.0 vb. gibi dijital reformlar, tüm sektörleri etkisi altına aldı, sarmaladı.
Teknolojilinin gücü hayranlık uyandırıyor. Mesela Candy Crush oyunu 2012'de kuruldu, üç yılda 5.9 milyar dolara satıldı. Bu bize çok şey anlatıyor.
Bir karşılaştırma yapacak olursak bu rakamla yaklaşık 250 tane F-16, 60 tane F-35 uçağı alınabiliyor. Olağanüstü bir durum! Ben de diyorum ki; ülkemizde yaklaşık 13 milyon genç var. Bu gençleri 'kodlama' alanında yetiştirelim. Milli Eğitim Bakanlığı robotik kodlama eğitimleri veriyor ancak yeterli değil. STK, yerel yönetimler ve iş dünyası bu kodlama atılımını hep beraber yapalım. Türkiye'de bir ilk olan 'Kodla Manisa' bunun çok güzel bir örneğidir. Her işyeri, çalışanların çocuklarına kodlama eğitimi aldırırsa, hem çalışanın işe bağımlılığı artar hem de geleceğin nitelikli personeli yetişir.
ÇEVRE DUYARLILIĞI
Ayrıca gelecekte şirketler sadece ekonomik faaliyetlerle değil, sosyal ve çevresel faktörlere göre değerlendirilecek. Dünyanın önemli sorunu haline gelen "iklim değişikliğine" karşı ülkeler taarruza geçmiş durumda. 195 ülkenin katıldığı Paris Anlaşması ile 2020'den sonra iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel düzeyde sosyo-ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesi hedefleniyor. Paris Anlaşması'nın uzun dönemli hedefi, küresel sıcaklık artışının 2°C'nin altında tutulmasıdır. Bu da önümüzdeki yıllarda ekonomik faaliyetlerimizi yeniden yapılandırmamızın ikazını veriyor. Dünya değişim halinde. Sektörler olarak buna kulak vermeli ve ülkemizin güçlü noktalarına odaklanarak, daha güçlü bir Türkiye olmamız için değişimi hızlandırmalıyız.
Kaynak: Gonca Elibol Yeni Asır Köşe Yazısı