Endüstri 4.0 ile dört nala koşmak

  • 30
    TEM
    1677 hit
    Endüstri 4.0 ile dört nala koşmak

     

    18. yüzyılda (1712) buhar makinesinin icadı ve mekanik üretim sistemleri ile 1. sanayi devrimi, 19. yüzyılda (1840) telgraf ve (1880) telefon icatları, (1920) Taylorizm ile işbölümüne, elektrik ve seri üretime dayalı kitlesel bir model ile 2. sanayi devrimi, 20. yüzyılda (1971) ilk mikro bilgisayar (Altair 8800) ve 1976 Apple I (S. Jobs ve S. Wozniak) dijital devrim ve imalatın otomasyonu ile 3. sanayi devrimi, Siber - fiziksel bir sisteme dayalı nesnelerin interneti ve hizmetlerin internet üzerinden verilmesiyle Endüstri 4.0 olarak tanımlanan 4. sanayi devrimi gerçekleşti.
    Görüldüğü gibi dünya çok hızlı değişiyor.
    Küçükken, arabamın hem karada hem havada gittiğini hayal ederdim. Çizgi filmlerde izlediğimiz o zamanlar imkansız gibi gözüken hayaller şimdilerde gerçek olup hedeflere dönüşüyor. Tüm bunlar internet ve yapay zeka gibi bilimsel gelişmeleri keşfeden, üreten asıl mimar durumundaki "insan" sayesinde oluyor.

    TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

    Robotların, yapay zekanın, 3D yazıcıların hakimiyetinde; üretime tam zamanında müdahale ile hızlı etkileşim, eş zamanlı iletişim, hızlı üretim, yüksek verimlilik sağlanacaktır.
    Teknoloji ve internetin gücü sayesinde bundan böyle hayalimizdeki hedeflerin gerçeğe dönüştüğü bir sanayi devriminin içerisindeyiz. Artık Endüstri 4.0 ile yeni yol haritası "fayda sağlamak" üzerine...
    Tedarik zinciri yönetimi ile müşteri ilişkileri yönetimi de ön plana çıkıyor.
    İleri teknoloji kullanan gelişmiş ülkeler, hızla bu devrime entegre olup altyapılarını ve gelecek hedeflerini planlıyorlar. Her ne kadar Endüstri 4.0, bazı kesimler tarafından "insanların yerini robotların alacağı" şeklinde eleştirilse de durumun öyle olmadığı kanıtlandı. Almanya'da bu sistemle birlikte %6 oranında istihdamın arttığı biliniyor. Ancak yeni mesleklerin ortaya çıktığı değişim ve dönüşümle birlikte yeni iş modellerinin doğduğunu unutmayalım.
    Ülkemiz açısından durumu değerlendirirsek, Türkiye birçok sektörde üretim merkezi olması sayesinde, bir çok sektör için üretim üssü olabilir. Özellikle eğitimde hızlı politikalar inovatif hamleler ile genç nüfustan yüksek verim alınabilir. Günümüzde 3 yaşındaki bir çocuk tablet ile oyun oynayabiliyorsa, milyonlarca genç yazılım ve kodlama tabanlı bir eğitim sistemi ile ülkemiz adına yeni icatlar çıkarabilir. Böylece Türkiye milli projeler üretip patentini aldığında, daha hızlı bir ekonomik kalkınmayı yakalayacaktır.

    TEK ÇIKIŞ YOLUMUZ BİLİM

    Ülkemizin Endüstri 4.0 seviyesine ulaşması yıllar alsa da, iyiyi model almak ve küresel rekabet için bu sisteme uyum sağlaması gerekmektedir. Bu noktada özellikle üniversite sanayi işbirlikleri büyük önem arz etmektedir.
    Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz yıl Başkan Erdoğan Manisa'daki toplu tesis açılışında "Tıpkı küresel düzeydeki 'Endüstri 4.0' atılımı gibi Türkiye de 'Kalkınma 4.0'ını başlatmıştır. İyiyiz, çalışıyoruz, koşuyoruz, koşturuyoruz" diyerek Endüstri 4.0'a verdiği önemi dile getirmiştir.
    Bu doğrultuda, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarıma Dayalı Sanayi kurmak amacıyla Endüstri 4.0 altyapısına uygun dijital tarım devriminin öncüsü olacak çalışmaların başlaması talimatını verdi.
    Dört nala koşmak için dünyanın değişimine ayak uydurmak ve altyapıları kurgulamaktan başka çaremiz yoktur.
    Ekonomik anlamda kalkınmak, hedeflerimize ulaşmak ve ileri gitmek için sanayi devrimlerine ihtiyacımız var. Akıllı sistemler için aklı iyi kullanmak gerekiyor. İçerden kabuk değiştirmek, atılım yapmak ve bilim, eğitim, teknoloji referansı alabilmek tek çıkış yolumuz olacaktır.

    Kaynak :Gonca Elibol Yeni Asır Köşe Yazarı