Loading
orman1

Ormanlarımız ve Ateş Savaşçıları

Ormanlar bir ülkenin havası, suyu ve oksijeninin sigortasıdır. Ülkemizin ciğeri olan ormanlarımıza, toplum olarak neden gereken değer verilmiyor anlamak çok güç! Neredeyse her gün orman yangını ile karşı karşıyayız. Anlık üzüntüler yaşıyor ama toplum olarak gereken farkındalığı oluşturamıyoruz. Öz-İş Orman Sendikasının açıklamalarına göre orman yangınlarının %80'i insan kaynaklı.
Ne kadar üzücü ki, doğaya insandan başka zarar veren canlı yok!
Ulusal mevzuatla ve uluslararası standartlar gereği uyulması gereken onlarca kural var. Ancak bu kurallar bile toplumun ormanlara değer vermesine yetmiyor.
Çocukluktan gelen bilinç, eğitim ve ciddi yaptırım şart!
Tarım ve Orman Bakanlığı yangınla mücadelede ormanlarımız için bu yıl drone ve İHA'lar kullanmaya başladı. Ormandaki ısı değişimlerini algılayan bu teknolojiler, kızılötesi kameralar ile görüntü alıyor. Ancak dünyanın en iyi teknolojileri olsa orman yangınını önlemeye yetmiyor. İnsan kaynaklı hataların önlenmesi gerekiyor.
Orman endüstrisi zorlu süreçleri barındırıyor.
Sektör, şarkılara, türkülere bile konu olurken, diğer mesleklere kıyasla çalışma koşulları en ağır olanlar orman işçileridir.
Alevlerin, dumanların içine girmeye, yaban hayatı ile burun buruna gelmeye, tehlikeli coğrafyalarda çalışmaya kaç kişi cesaret edebilir? Üzülerek belirtmeliyim ki, asker ve polisten sonra en çok şehit veren kurum orman teşkilatıdır.

ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ
Yangın söndürmede ateş savaşçılarının mücadelesi insanın içini acıtıyor. Geçtiğimiz günlerde iki orman işçisinin şehit olması kahredici. Ailelerine sabırlar diliyorum. Ormanın işi çok.Yangını söndürme, soğutma, rehabilitasyon, temizleme, damgalama, ağaçlandırma, bakım, planlama, genişletme, sanayi ve üretime dönüştürme gibi faaliyetler gibi pek çok iş yükü barındırıyor.
Özellikle teknik uzmanlık ve özveri istiyor.
Her mevsim farklı bir sorumluluk istiyor, tıpkı bir fabrika gibi sürekli üretim yapılıyor.
Ancak işlerin süreklilik göstermesine rağmen birçok işçinin mevsimlik olması ise üzücü ve haksızlıktır. Bu fedakar çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi ve onlara ayrıcalık tanınması gerektiğini düşünüyorum.
Ormanların milli servet olması, orman endüstrisinin geleceği, stratejik konumu ile ekonomik, ekolojik ve sosyal faydaları göz önünde bulundurulduğunda kadro sayılarının arttırılması önemlidir. Ormancılıkta daha verimli olma, etkinliği yükseltme, hizmet kalitesini iyileştirme, biyoçeşitliliği arttırma, yaban hayatı ve doğa koruma faaliyetlerine daha da ağırlık verme, farmakoloji gibi pek çok faktörleri bütüncül değerlendirildiğinde yatımlara daha önem verilmesi gerektiği ve ar-ge ön plana çıkıyor. İlaveten sektörler arası ilişkilerin sinerji yaratacak bir modele dönüştürülmesi de gerekir.

HEDEF KAPASİTEYİ ARTIRMAKTIR
Orman sektörünün ekonomideki payına bakıldığında ise direkt ve dolaylı olarak birçok faydası bulunuyor. Mobilya, kağıt, inşaat, tekstil, turizm, kimya, tıp sektörlerine girdi sağlıyor. GSMH açısından bakıldığında yeterli oranlara sahip olmadığı mevcut kapasitenin altında olduğu biliniyor. Devlet orman endüstrisini geliştirmeye yönelik önemli çalışmalar yapıyor. 11. Kalkınma Planında önemli hedefleri bulunuyor.
İthalatın azalması ve ihracatın artması sektör paydaşlarının da en büyük isteği. Kalkınma Planı doğrultusunda ilerlersek önemli veriler elde edebiliriz. Örneğin Türkiye İhracat Meclisi'nin 2023 İhracat Strateji Raporunda, 2023 yılında orman ürünleri sektörü ihracatının yıllık ortalama yüzde 13,7 oranında bir büyüme ile yaklaşık 16 milyar dolar olabileceği öngörülüyor.
Orman endüstrisinde kapasitenin arttırılması, katma değerli ürünlere dönüştürülmesi, iç ve dış piyasaya arz edilmesi hedefler arasında. Bu hedeflere ulaşmada hammadde tedariki ve nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması ve orman köylüsünün desteklenmesi bekleniyor.
Ormanları korumak vatana sahip çıkmaktır.
Ormanlar milli servettir ve her orman yangını ekonomiyi yakmak demektir.

Kaynak:Gonca Elibol Yeni Asır Köşe yazısıOR

paylaş